Tiamat (İhsan Oktay Anar)

Uzun zaman sonra yeniden birşeyler paylaşmak için buradayım. Hayatımda pek çok şeyin değişmesi bi’ yana, öte yandan bu tip işlere meyilim hiç değişmemiş. Belimde düzene isyan eden bi’ kaç disk sayesinde işimden aldığım raporla “her şerde bir hayır” deyimini yaşadığımı umarak okumaya ve araştırmaya yöneldim tekrar. Tabi bu özel ilgi alanlarına zaman ayırmak basit değil, istikrarlı bi’ diziye girişmek de zor oluyor haliyle. Ama hayat bi’ günse o da bugün, öyle mi?

Ha tabi istediğin kadar boş vaktin olsun, hayat seni bi’ yere itmeden o yere gitmek neredeyse imkansız. Hedeflerine güdümlü insanlar değiliz çok şükür. Ne yazılıysa o elhamdülillah. E bize de bunu yazmışlar, Tiamat.

Peşinen söyleyeyim, “aman Ya Rabbi!, kim yazmış bu kitabı, nasıl bi’ şeymiş böyle!” demedim. Ama kitapların şahsi kimliklerinde varoluşlarına saygısızlık etmek de huyum değil. Kendi atmosferiyle, toprağıyla hatta daha doğrusu bol tuzlu deniziyle tutarlı bi’ dünyası var. Kahramanlar, kötü canavarlar ve finalde size “kötüler mi iyiydi iyiler mi kötüydü?” diye sorduran olay örgüleriyle kendini zoraki okutan bir eser. Günümüzde yazılan kitaplara, çok satan ama bu satışlarının da sebebini sorgulatan kitaplara muhalefeten bi’ şey anlattı bu kitap bana. Kazancın somut olması elzem değildir nihayetinde. Evet yaşamını idame ettirirken gereksinimlerini somut bir peynir yahut kağıtla sağlarsın ama mevzu bahis bir kitapken soyut da olsa kazanımın olması gerekir. Okuduk bitti, tuğla gibi kitaptı, anlaşılması zordu ve sen de laf olsun ya işte, kaptın bir iki anafor; iş mi? Tutunamayanları okuyamadığını itiraf edenler, çakma Olric edebiyatını her zaman tokatlar. Bunu Mevlana başka kelimelerle, Yunus Emre başka kelimelerle, Edebiyat dünyası ise topyekün bu amaca yazdıkları roman ve şiirlerle dile getirmiş. İhsan Abi de şeytanla ve melekle.
Okuyun. Bulunsun kitaplığınızda. Baş ucunuzu işgal etsin bir süre ki o baş ucunuzu hatta başınızın içini meşgul etmek isteyecek bi kamyon melun mahlukat var. Hepsi içinizde, sanmayın ki bi’ sandıktan çıkıyor kötülük, iyilik…

Sayfa sayfa irdelemek, matematiğini özetini anlatmak gelmiyor içimden. Zaten saçma gelmiştir tüm özetlemeler. Ben okumuş biri olarak farkına vardıklarımı paylaşayım sen de değer görürsen, buradan yola çıkıp eline bu kitabı alırsan paylaş; tanışalım bu dünyada yalnız kalan tüm yalnızlarla. Selametle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir