x,(y.z+6,4348738386992-4y,h+2)

İnsan bizatihi rasyoneldir. Tepkileriyle, düşünceleriyle… En rasyonel olan da diyebiliriz. Yetileri virgülün sağına yazılır sanki. Her yetisi, tecrübesi bir bölen olur. z,(10’da x)’ken z,(100’de xy). Sözel biri için fazla sayısal olabilir. Halbuki hesaplara gelmez bir varlık. Hesaplanamaz. Ele alınamaz ve zapt edilemez. Biricik.

Kazanmak yahut kaybetmek bu varlık için geçerli terimler değildir o yüzden. Sınava hazırlanmadan girenler bilinmez formüllerinde bilinmez farklar yaratır. Bilmek isteyen matematiğin yönettiği bir sistemle, çalışmamış. Halbuki bununla da bi’ ilgisi yok. Ruhun özgürlüğünü matematiğin çözemediği denklemlere değer vermesine neden uysun.

Sonuçta canım istedi/istemedi ve böyle. Yargılamaların bir değer vermek olduğunu düşününce, değerim ne kadar küçük olsa da benim. Öyle işte ve bitti. Bu kadar basit. Yazmak istedim. Bi’ ara okunmasını umursamadığımı, umursadığımı düşünmüştüm. Belli bölenlerle karşılaştım, formülüm kirlendi, değer vermeye kalkanlar oldu.

Para kazanmıyorum dostum. Hayır Gazapizm’le de arkadaş olamadık. Bi’ kitap yazmayı düşündüm evet. Ama pardon, yani afedersin ama neden sebep aramanıza gerek duyuyorsunuz? Ne hakla kodlarımı beğenmeye, beğenmemeye kendini muktedir buluyorsun? 

Savunma mekanizmamın bir dişlisi mi çalışıyor bilmiyorum ama özgür hissedebildiğim tek yeri de şikayetlere ayıramam. Çok fazla rakamım yok virgülün sonrasında ve kaybetmişimdir belki gerçekten ipin ucunu. Yörüngemde savrulmam için bir rotaya ihtiyacım yok, pekala kaybolan bir yıldız olabilirim yani.

İyi geceler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir